28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Perinçek'ten Akşener'e sert sözler: PKK ve HDP ile aynı safta 'Biden tayfası' oluşturmuşlar

Vatan Partisi lideri Dr. Doğu Perinçek, Tvnet'te Sert Sorular programına konuk oldu. Sunucu Taha Hüseyin Karagöz'ün sorularını yanıtlayan Perinçek'e Meral Akşener'e yönelik kullandığı "PKK'nın yanında" ifadeleri hatırlatıldı. "Bu konuda bir deliliniz var mı?" sorusuna Perinçek şöyle yanıt verdi 'Beraber 'Tayyip Erdoğan'ı devireceğiz' diyorlar' "Evet yanında değil mi? Mal meydanda. Bakın şuanda CHP'nin yanına MHP'den koparıp oraya kimi getirdiler? ABD, Meral Akşener'i getirdi. Öbür yanda kim var? PKK var. PKK, HDP, FETÖ, Meral Akşener, Kılıçdaroğlu, Davutoğlu, Babacan hepsi beraber. Bugün Meral Akşener PKK ve HDP ile aynı safta değil mi? Bunun deliline gerek var mı? Ortada her şey. Beraber mücadele ediyorlar. Hedefleri aynı. Beraber 'Tayyip Erdoğan'ı devireceğiz' diyorlar. Biden tayfası oluşturmuşlar. Hepimizin gözü önünde olan bir olay bu. 'ABD o kadar esaslı bir operasyon yaptı ki...' Yani bugün İYİ Parti, CHP'nin yanına getirilerek, ABD o kadar esaslı bir operasyon yaptı ki... Siz MHP'den herhangi bir grubu getirip PKK'nın yanına oturtabilir miydiniz? Oturtamazdınız. Ama alırsınız CHP'nin yanına oturtarak PKK'nın yanına oturtmuş olursunuz. CHP'nin bir yanında İYİ Parti varsa bir yanında da PKK, HDP var. Bugün hepsi beraberler. Sokak hareketlerinden tutun, Tayyip Erdoğan'ı hedef almaya kadar yada Doğu Akdeniz politikaları, ekonomideki politikaları aynı stratejik doğrultuda beraber ilerliyorlar. Bunu MHP, AK Parti görmüyor mu? 'EN TEHLİKELİSİ İYİ PARTİ' Burada çok büyük bir gaflet var. Esas tehlikeli olan Biden tayfası dediğimiz o birlikten en tehlikelisi Meral Akşener'in temsil ettiği İYİ Parti'dir. Çünkü onların gladyo ile doğrudan bağları vardır. 90'lardan beri gelen bir bağdır bu. Bunu da bir tek Vatan Parti'si Türk milletine çatır çatır açıklar."

2 yıl önce

Yılmaz Özdil, CHP yönetimini sert sözlerle eleştirdi

Özdil, "Cumhuriyetin temel niteliklerine sahip çıkan tüm CHP milletvekillerini yok ettiler partiden. Adam Atatürkçü ise partiden atıyorlar. Bu nasıl Atatürk partisi? Mustafa Kemal gelse partiden ihraç edecekler, böyle parti olur mu?" dedi.

2 yıl önce

CHP trolleri Twitter’da kapıştı! İsmail Saymaz ve Atilla Taş sert sözlerle birbirine girdi

Saymaz ise Taş’ın kendisine hediye ettiği kitabı paylaşarak, ‘cezaevi anılarını yazdığın kitabını “Güzel adam, güzel dost” diye yazarak, bana armağan ettin’ ifadelerini kullandı. Atilla Taş ve gazeteci İsmail Saymaz sosyal medya hesapları Twitter üzerinden bir tartışma yaşadı. Taş, Saymaz’ın yaptığı bir paylaşım nedeniyle cezaevinde kaldığını belirterek, “Gizli bi eleman olduğunu düşünüyorum. O kadar zıplıyosun kimse tık demiyor!” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/atillatasnet/status/1499887313928732674?s=21 Saymaz ise Twitter hesabından yaptığı “Evet, @AtillaTasNet ben tweet atarak, cezaevinde kalmana yol açtım (!) Ve sen de cezaevi anılarını yazdığın kitabını “Güzel adam, güzel dost” diye yazarak, bana armağan ettin” dedi. https://twitter.com/ismailsaymaz/status/1499895583481417732?s=21 ‘GİZLİ Bİ ELEMAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’ “Hazır İsmail saymaz muhabbeti açılmışken, O ve türevleri yüzünden 1 yıl daha hapis yatmak zorunda kaldım. Şimdi o halk tv’den yüzbinler kazanırken ben yurtdışına bile çıkamıyorum! :) Seninle bütün bu halkın önünde hesaplaşacağız. Yiyosa Halk TV’ye davet et orada anlatayım yediğin naneyi, yerse tabi! Benim ömrümden bir yılımı nasıl çaldığını! Aynı İsmail Saymaz biz mahkemede serbest kalınca bir tweet atarak fetöcüleri serbest bıraktılar diyor ve biz bir yıl daha hapiste kalıyoruz! https://twitter.com/atillatasnet/status/1499897281105088514?s=21 ‘İSMAİL SAYMAZ’A SAKIN GÜVENMEYİN’ Bak İsmail Saymaz, senden bir yıl alacağım var! Gizli bi eleman olduğunu düşünüyorum. O kadar zıplıyosun kimse tık demiyor! bana yaptıkları gibi almıyorlar mesela! Atatürk’ü sevmezdin tapar oldun! Ama bu kez çok pis bi adama çattın! çözeceğim seni olm!. Beni arayıp abi çok özür dilerim. Olayların buraya geleceğini bilmiyordum dedin. Ben de sana inandım. Anlat İsmail duysun insanlar!. Anlatsana olm bunu yazdırmak için sarfettiğin cümleleri, pişmanlığını anlatsana olm! Niye sustun? Bu gece üzdüğüm herkesten özür dilerim. Ama İsmail Saymaz’a sakın güvenmeyin!.”

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu’na sert sözler: İttifak ortağından ürktükleri için Diyarbakır analarının kapısını çalamadılar

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Küresel iyilik neferleri olarak gördüğüm kardeşlerimle tekrar buluşmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kalplerimizi bir araya getiren Türkiye Diyanet Vakfı'na teşekkür ediyorum. Toplam 12 kardeş ülkedeki 27 eğitim kurumuyla geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yetişmesine katkı sağlayan vakfımızı tebrik ediyorum.  Dünyayı iyilik değiştirecek şiarıyla çıktığımız iyilik seferberliği hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor.  İyilik ödüllerine yönelik teveccühün hem yurt içi ve hem de dışında artmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Kendisi aramızda bulunamasa da gönlünün bizimle birlikte olduğunu bildiğimiz Yusuf İslam'ı tebrik ediyoruz. 15 MİLYON DOZ AŞIYI AFRİKALI KARDEŞLERİMİZE ULAŞTIRIYORUZ Dünya genelinde 6 milyondan fazla kişinin hayatına mal olan salgın, insanlığın kaderinin ortak olduğunu hatırlatmıştır. Küresel sistemdeki çarpıklıkları görme fırsatı bulduk. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile maske kavgasına düştüğü durumlara şahit olduk. Aşıya erişemediği için hastalanan, acı çeken insanların dramlarına şahitlik ettik. İhtiyaç sahibi insanlar adeta kaderlerine terk edildi. Bu vahim tablo karşısında devlet olarak testten ilaca kadar tüm gereksinimleri karşılarken Batılı ülkelerin yaptığı gibi dünyaya sırtımızı dönmedik. 160 ülkeye tıbbi ekipman desteği sağladık. Yurtdışından temin ettiğimiz aşılarla beraber Turkovac'ın da dağıtımına başladık. 15 milyon doz aşıyı Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. Sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine erişimini temin ettik. Polisimizden askerimize, AFAD gönüllülerinden STK'lara kadar yüzbinlerce insanımız Vefa Sosyal Destek gruplarında 2 yıl boyunca gece gündüz demeden canla başla çalıştılar.  EN BÜYÜK YARAYI ANALARIN YÜREKLERİNDE AÇTILAR Kötülere ve zalimlere karşı haşmetli olmak da o derece hayati öneme sahiptir. 40 yıla yakındır bölücü terörle mücadele eden bir milletiz. Binlerce şehit verdik. Bölücü örgüt mensupları 40 yıldır gözü dönmüşlükle sadece yaktılar, yıktılar. Baskı ile Kürt kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler. Bu nebbaşlar ilk günden itibaren en büyük yarayı anaların yüreklerinde açtılar. BİR AVUÇ CESUR ANA, ZALİMLERE 'ARTIK YETER' DİYEREK İHTAR VERDİLER Analarından kopardıkları gencecik çocukları ölüme gönderirken kendi çocuklarını Avrupa'nın başkentlerine tatile yolladılar. Diyarbakır Anneleri işte bu iki yüzlülüğe 'edi bese' dediler. Bir avuç cesur ana, on yıllardır benim Kürt kardeşlerimin sırtına kene gibi yapışan, kanını sülük gibi emen zalimlere 'Artık yeter' diyerek ihtar verdi. Diyarbakır annelerinin 'Evlatlarımızı geri istiyoruz' haykırışı, teröre ve bölücü örgütün uzantılarına vurulmuş en ağır darbelerden biridir. Diyarbakır Anneleri sadece korku duvarlarını parçalamakla kalmadılar, siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskesini de aşağıya indirdiler. Yine bu süreçte Türkiye, muhalefeti, medyasıyla kimin nerede durduğunu da görme fırsatı bulmuştur. Kandil'deki kan tüccarlarının gönüllü avukatlığını yapanlar, daha ilk günden itibaren Diyarbakır Anneleri'ni itibarsızlaştırmak için çok gayret sarfettiler.  DİYARBAKIR'A GİDİP İTTİFAK ORTAKLARINDAN ÜRKTÜKLERİ İÇİN ANALARIN KAPISINI ÇALMAKTAN KORKAN SİYASETÇİ MÜSVEDDELERİNİ GÖRDÜK O terör örgütü mensuplarından olmayınca gelip kapılarını bile çalmadınız. Terör örgütüne tepki göstermek yerine ahlaksızca devleti suçlayanlar oldu. Diyarbakır'a gidip ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan hatta cesur anneleri tehdit eden siyasetçi müsveddelerini gördük. Kaldıkları otele davet ettiler, ayaklarına gitmediler, gidemediler. Bu seneki ikinci Vefa ödülünü yiğit Diyarbakır Anneleri'ne veriyoruz. Bu ülkeyi terör belasından muhakkak kurtaracağız.  İYİLİK VE İHSANI HAYATIMIZIN MERKEZİNE OTURTMAK MECBURİYETİNDEYİZ Modern dünyada insan daha fazla içine kapanıyor. Teknolojik araçlar sundukları sahte ve sanal mutluluklarla insanı gerçek hayattan daha çok kopartıyor. Salgın bize hayatta maddiyat dışında peşinde koşulması gereken daha yüce gayeler olduğunu hatırlatmıştır. İyilik ve ihsanı hayatımızın merkezine oturtmak mecburiyetindeyiz. Bunu başardığımızda vicdanımızın, dünyanın daha huzurlu hale geleceğini göreceğimizi biliyorum. BU ÜLKE DAİMA MAZLUMLARIN SIĞINAĞI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR Gariplere kapımızı açık tutmayı sürdüreceğiz. Dün Irak'tan, Suriye'den, Afganistan'dan gelmişlerdi. Bugün Ukrayna'dan geliyorlar, yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecektir, bundan hiç endişeniz olmasın. Ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler 'Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz' diyorlar. Biz göndermeyeceğiz. Biz evsahipliğine devam edeceğiz. Bundan tedirgin değiliz. Sevgili milletimize sesleniyorum. Sıkıntılarınız olabilir, zaman zaman yük de olabilirler. Ama unutmayın bunun ecri çok büyüktür. Biz her zaman düşmüşün yanında olduk. Bunlar kendilerini öldürmeye gelen katillerden kaçıyorlar ve bize geliyorlar. Biz gönlümüzü açacağız. Kendi insanımız içinde de hiç kimseyi mahzun, kalbi kırık bırakmayacağız. 18 MART'TA ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ'NÜN AÇILIŞINI YAPIYORUZ Cuma günü öğleden sonra dünyanın sayılı bir köprüsünü, ilk üç içindeki köprüsünü açacağız Çanakkale'de. Üniversiteli kuzucuklar o zaman Çanakkale'de tüm Haçlı dünyasına karşı mücadeleyi verdi, bu zaferi öyle kazandık. 2.5 milyar Avroya inşa ettik. 18 Mart'ta açılışını yapıyoruz. Tüm insanlığa bu köprümüzü inşallah hediye ediyoruz. Asya ile Avrupa'yı bağlıyoruz. Daha önceleri gün geliyordu ki deniz dalgalı olunca feribotlar çalışmıyordu. Geçiş adeta mümkün olmuyordu. Ama şimdi 6 dakikada bir taraftan bir tarafa geçme imkanını buluyoruz. Bununla dünyaya bir örnek teşkil ediyoruz.  ÜNİVERSİTEMİZİN OLMADIĞI İL YOK Artık üniversitemizin olmadığı il yok. Artık hocalarımız, profesörlerimiz oraya gidip orada gençlerimize ilim tahsil imkanını veriyorlar. Bizim siyaset anlayışımız bu. Dünyanın dört bir yanından gelen gençlerimiz oralarda ilim tahsil ediyorlar. Hiç unutamıyorum; Sudan'da uluslararası bir toplantıya katılıyorum. Rahmetli Erbakan hocamız beni görevlendirdi. Ben de partimizin İstanbul İl Başkanıyım. Bizim yurtlarımızda kalan Sudanlı bir gencimiz orada beni gördü, hemen yanıma yaklaştı. 'Tayyip Abi burada ne işin var?' dedi. 'Konferansa görevli geldim' dedim. 'Sen beni nereden tanıyorsun?' dedim. 'Sizin Fetih yurtlarınızda kaldım, şimdi döndüm' dedi. 'Buradan ayrılma, konuşmam var, tercümanlık yapacaksın, tamam mı?' dedim. 'Ne demek' dedi. Ben konuşmayı yaptım, o da tercümeyi yapıyor. Konuşmanın çok çok güzel detayları vardı. Son cümleleri ile o zamanki dünya efkari umumiyesinin gerektirdiği bir cümle idi. Tabi Sudanlı gencin tercümesi işi gayet iyi götürdü. Son anda da o günün sloganik cümlesini ben söyleyince salon bir kalktı, bir indi. Mesele damardan girmek...Ülkelerinize döndüğünüzde bizim oradaki elimiz, ayağımız, gören gözümüz olacaksınız. 

1 yıl önce

Ümit Özdağ'dan Ahmet Davutoğlu'na çok sert sözler: Türk kimliğine sahip değil

Gelecek Partisi, önceki gün sosyal medya hesabından yayınladığı video ile Süleyman Soylu- Ümit Özdağ arasındaki tartışmada Ümit Özdağ'a karşı tavır koymuştu. Videoda, "Irkçılık diye bir siyaset olmaz" ifadelerine yer verildi. ÖZDAĞ'DAN CEVAP GELDİ Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından bu videoya yanıt verdi. Özdağ, "Gelecek Partili Serkan Özcan benim binlerce kez söylediğim şeyleri "Özdağ bunları söylese aynı fikirde oluruz" diyor. Davutoğlu Türk kimliğine sahip olmadığı için bu çok mümkün değil" diye konuştu. 'ATATÜRK DÜŞMANI' Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: Davutoğlu, Atatürk'e düşman olduğu için mümkün değil. Türkiye'yi sığınmacı merkezi yaptığı için mümkün değil.

1 yıl önce

Irkçı çetede kavga! Sinan Oğan’dan, Esed ajanı Deniz Büstani’ye sert sözler

Yıllarca PKK’ya hamilik yapan Hafız Esed’ın en güvendiği ve kirli işlerini yaptırdığı Türk düşmanı Halaf Al Muftah’ın damadı olan Deniz Büstani isimli provokatörün Esed’in istihbarat örgütü Muhaberat için çalıştığı iddialarının ayyuka çıktığı bir dönemde Sinan Oğan’dan ilginç bir çıkış geldi. “O ŞAHISLA AYNI EKRANA ÇIKMAM” Kendisinin Suriye konusunda Deniz Büstani’den bilgi aldığının iddia edilmesi üzerine sosyal medya hesabından cevap veren Oğan şu ifadeleri kullandı: Bu mu isbatın? Deniz Büstani’den bilgi almak, irtibat bir yana ben aynı karede bile olmayı kabul etmedim. Hande Karacasu bir gün benimle röpörtaj yapmak için Deniz Büstani denilen şahsı yanına alıp getirdi. Ben bu şahısla aynı ekranda röpörtaj vermem dedim ve kabul etmedim. DENİZ BÜSTANİ KİMDİR? Kendisini gazeteci ve Ortadoğu uzmanı olarak tanıtan Deniz Büstani isimli provokatör, Türkiye’de Suriyeli düşmanlığını körüklemek ve Esed rejiminin reklamını yapmak için çabalıyor. Aslen Hataylı olan Büstani, sık sık ticari ilişkilerinin olduğu Suriye’ye giderek Esed rejiminin üst düzey yöneticileri ve askerleri ile görüşüyor. KİRLİ İLİŞKİ AĞI Esed rejiminin Türkiye’de provokasyon için görevlendirdiği iddia edilen Büstani, Suriye’deki Baas rejiminin önde gelen isimlerinden Halaf Al Muftah’ın kızıyla nişanlı. Suriye’de Hafız Esed döneminde Sünni halka ve Türkmenlere karşı başlatılan, başta Hama Katliamı olmak üzere pek çok kanlı operasyonda görev alan Halaf Al Muftah, oğul Beşar Esed döneminde de Baas rejiminde etkisini sürdürüyor. Baas rejiminin önde gelen karanlık isimleri ile sık sık bir araya gelen Büstani’nin Türkiye’den edindiği bilgileri Esed yönetimine aktardığı iddia ediliyor. KAYINBABASI AL MUFTAH AZILI TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI Büstani’nin kayınbabası Halaf Al Muftah, Hafız Esed döneminde PKK ile ilişkileri koordine eden isim olarak biliniyor. Teröristbaşı Apo’nun Suriye’de misafir edildiği dönemde, Apo ile sık sık buluşan Al Muftah, sık sık Suriye basınında Türk milletine ve devletine hakaret ediyor. Türk ordusunu ‘işgalci’, Türk askerini ‘katil’ olarak tanımlayan Al Mutfah, Türkiye’nin Osmanlı’dan kalma bir alışkanlıkla yayılmacı politika izlediğini sık sık dile getiriyor. https://twitter.com/arahmaneminoglu/status/1498010020470001668?s=21&t=nVt26rirNvIa79Ss7dfBgQ DENİZ BÜSTANİ’DEN ESED REKLAMLARI Esed katliamlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelileri sosyal medyada hedef haline getiren paylaşımlar yapan Büstani, aynı zamanda Esed rejiminin de Türkiye’deki basın danışmanı gibi çalışıyor. Sık sık Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef alan Büstani, Esed rejimine övgüler yağdırıyor. Esed rejiminin ne kadar demokratik olduğunu, Suriye’de insan haklarının ve yaşam koşullarının Türkiye’den daha kaliteli olduğunu dile getiren Büstani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe ile devrilmesini isteyen isimlerin skandal ifadelerini de sosyal medya hesabından paylaşıyor. https://twitter.com/ibrahimbozantr/status/1425207347585105921?s=21&t=VV4Ucsx3-cXi4L2DCb71jA PROVOKATÖR İLAY AKSOY İLE İTTİFAK İYİ Parti kurucuları arasında yer alan ancak Suriye diktatörü Esed ile olan kirli ilişki ağı yüzünden İYİ Parti’den gönderilen ve Demokrat Parti’de Genel Başkan Yardımcısı olan İlay Aksoy, Deniz Büstani’nin Türkiye’deki hamisi konumunda… Esed sevgisi aşk derecesine ulaşan İlay Aksoy’un sosyal medyada dolaşıma soktuğu yüzlerce yalan haber ve paylaşımın yanı sıra Esed rejiminin Türkiye’deki PR faaliyetlerini yürüten isim olduğu da belirtiliyor.

1 yıl önce

İYİ Parti’den istifa eden Metin Özışık’tan sert sözler: ‘HDP ittifakını hazmedemedim’

CHP’li Gürsel Tekin’in, ‘HDP’ye bakanlık verilebilir.’ açıklaması ortalığı karıştırdı. İYİ Parti’den CHP’ye tepkiler yükselirken, istifalar da geldi. İYİ Parti Yozgat İl Başkanlığı görevinden zehir zemberek sözlerle istifa eden Metin Özışık, bir sert açıklama daha yaptı. Özışık, “HDP ile ittifak yapan bir parti ile aynı masada benim partimin olmasını ben hazmedemedim ve istifa ettim. İYİ Parti merkez sağda iktidara alternatif olmalıydı, daha önce de ifade ettim. Şu anda birinci parti olmalı idi. O masada kaldığı sürece aslında o ittifakla merkez sağda seçmenin oyunu alma şansı yok. HDP ile ittifakta emekli bir binbaşı olarak, emekli bir subay olarak, daha önce Güneydoğu’da 4 yıl görev yapmış insan olarak benim hazmedebileceğim bir şey değildi.” dedi. “BUNU BEN HAZMEDEMEM” Özışık, CHP’nin HDP ile ittifak içinde olduğunu belirterek, istifa nedenini bir kez daha açıkladı. Özışık, “HDP ile ittifak yapan bir parti ile aynı masada benim partimin olmasını ben hazmedemedim ve istifa ettim. İYİ Parti merkez sağda iktidara alternatif olmalıydı, daha önce de ifade ettim. Şu anda birinci parti olmalı idi. O masada kaldığı sürece aslında o ittifakla merkez sağda seçmenin oyunu alma şansı yok. HDP ile ittifakta emekli bir binbaşı olarak, emekli bir subay olarak, daha önce Güneydoğu’da 4 yıl görev yapmış insan olarak benim hazmedebileceğim bir şey değildi. Daha önce de CHP’de benzer açıklamalar vardı. Ben bunları geçecek bir süreç olarak düşündüm, değerlendirdim ancak son açıklama ile bunun bitmeyeceğini, bu işin HDP ile ortaklığa doğru gittiğini gördüm ve istifa ettim. Bu kadar net söylüyorum. CHP, HDP ile ittifak halindedir, bu ittifak beni rahatsız etti” dedi. “YAĞMURLU HAVADA BARDAĞI DOLDURSA BİLE HDP İLE PAYLAŞMAMAMIZ GEREK” HDP ile PKK’yı birbirinden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını belirten Özışık, “Öncelikle şunu ortaya koymak lazım. Biz ülkemizde, milletimizle birlikte bölünmez bir bütün devlet oluşturuyoruz. Bu devleti bir toplum sözleşmesi ile anayasa ile oluşturuyoruz. HDP bu anayasaya saygısı olmayan, hatta tanımayan bir parti. HDP ile PKK’nın bağını hepimiz biliyoruz. HDP ile PKK’yı birbirinden ayırmak mümkün değil, bırakın iki bakanlığı, bizim toplum sözleşmemize saygısı olmayan bir partiye yağmurlu havada bardağı doldursa bile onu dahi paylaşmamamız lazım” diye konuştu.

1 yıl önce

Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert sözler: Sözleri, Türkiye’ye meydan okuma küstahlığıdır

Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Yurdumun her insanını muhabbetle kucaklıyorum. Erzurum’da deniz yok diyorlar. Evet yok ama ben burada sevda okyanusu görmekteyim. Niyaz ederim ki Allah sizi kötü niyetten ilelebet korusun.

İktidarı ve siyasi ikbali gecenin zifiri karanlığında arayan Türkiye muhaliflerinin kalın maskesi 2023'te yırtılıp atılacaktır. Onların hükmü şafak sökene kadardır.

Hiç kimse boş hayale kapılıp yanlış hesap yapmasın. Aydınlık yarınlarınız sahip çıkacak mısınız? Bayrağa sahip çıkacak mısınız? Bu inanmışlığınız gösteriyor ki, Erzurum’da Zillet İttifakı’na geçit yok.

2023'te cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 2. yarısına geçmiş olacağız. Terörü bitirmiş, işsizliği yenmiş, üretim, yatırım seferberliği ile yükseldikçe yükselmiş bir ülke gerçeğine ulaşacağız, Türkiye’yi büyülteceğiz.

'BİZİM ADAYIMIZ BELLİ, KARARIMIZ NETTİR'

Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ

Kılıçdaroğlu 2 Ağustos’ta Erzurum’a gelerek yalanlarına yenilerini ekledi. Bu ziyaretinde helalleşmek istediğini belirtti. Kılıçdaroğlu önceki konuşmasında, ‘Selahattin Demirtaş’ın Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız' demişti. Kılıçdaroğlu'nun Erzurum'a gelerek Nutuk'tan bahsetmesine gerek yoktur.

Bir teröristin bir casusun göğsünde şeref madalyası taşıyacağını düşünen Kılıçdaroğlu’ndan başkası değildir. Demirtaş’ın dışarıya çıkaracağını söyleyen Kılıçdaroğlu bu yetkiyi kimden alıyorsun? Cezaevinde bulunan terör suçlusunu nasıl dışarıya çıkaracaksın.

"'BARIŞACAĞIZ' DEMESİ, TÜRKİYE’YE MEYDAN OKUMA KÜSTAHLIĞIDIR"

Geçtiğimiz günlerde Elazığ’a gitti. Gakkoşlar Kılıçdaroğlu’na ders verdi. Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş'a şeref madalyası takacağım sözü afişe edildi. CHP’li vekilin ve Kılıçdaroğlu’nun dış politika baş danışmanının ‘Türkiye maalesef Azerbaycan’a yardım ediyor’ sözü gözler önüne serildi. Bu pankartların hepsi doğru hatta daha fazlası vardır. Kılıçdaroğlu’nun sözleri hakaret içerikli bir iftiradır. Demirtaş’a şeref madalyası takacağım sözünün yazılı olduğu afişte poz vermesi, ‘barışacağız’ demesi, Türkiye’ye meydan okuma küstahlığıdır.

Kılıçdaroğlu açıklasın İmralı canisinin serbest kalmasını diğer ittifak ortaklarıyla konuştu mu? Böyle bir gizli ajandaları var mı?

Kılıçdaroğlu’nun PKK’nın emellerine sarılmıştır. Okyanus ötesinde kripto mesajlar aldı mı? Ateş olsanız cümrünüz kadar yer yakarsınız. Kaçamazsınız, kurtulamazsınız. Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge yoktur. Kılıçdaroğlu burada esti gürledi, daha sonra Şırnak Uludere’ye giderek nifak yaydı. Helalleşme maskesi altında mesaj vermek aymazlıktır. Türkiye’de Robovski diye bir yer yoktur. Erzurum’da başka, Uludere’de başkadır. 6’lı masanın altı yılan, çıyan kaynamakta, Türk düşmanları zehir kaynatmaktadır. Terörle mücadeleye hayır diyen bunlardır. Mavi Vatan'daki varlığımıza karşı çıkan bunlardır. 1915 olayın iç yüzünü saptırmak tarih suçudur. Zillet İttifakı bunlara da tepkisizdir. Kendileri kimdir ki adayları ne olacaktır.

'BİZ MİLLETİN RUH KÖKÜ OLAN CUMHUR İTTİFAKI’YIZ' Bekamız tehlikeye girerse yok oluş kaçınılmazdır. Türkiye’nin güvenliği her şeyin önünde ve üstündedir. Ülkemizin geleceğini teslimiyetçiler belirleyemez. Biz milletin ruh kökü olan Cumhur İttifakı’yız. Enflasyon varsa bugün yarın düşer, ancak vatan elden giderse bu ağır sonuç nasıl telafi edilecektir.

Cumhuriyet’in 100. yıl dönümünü cumhurun zaferiyle taçlandıracağız.


1 2 3 4 5